Taşın doğal özellikleri sinterlenmiş taş plakalarda yeniden hayat buluyor. Yeni dijital baskı teknolojisi ve gelişmiş tarama teknolojisi sayesinde tasarımın karmaşık detayları ve nüansları başarılı bir şekilde resmediliyor. Bu da netlik ve son derece estetik bir görünüm sunan tasarım vizyonu anlamına geliyor.
Modern mühendisliğin mucizelerinden kabul edilen sinterlenmiş taşlar sanat ve inovasyonu bir araya getiriyor. Yoğun ısı ve basıncın kullanıldığı titiz bir süreç dahilinde ham maddeler doğal taşın ötesine geçen yoğun ve dayanıklı bir yüzeye dönüştürülür. Bu metamorfoz sayesinde ortaya sofistike estetik dokunuşları içinde barındıran, geçen zamanın ve kullanımın getirdiği yıpranmalara karşı koyan ve benzersiz bir sağlamlığa ve çok yönlülüğe sahip bir malzeme çıkıyor. Estetik ve fonksiyonelliğin kusursuz bir harmanı olan sinterlenmiş taş sadece bir yüzey olmanın ötesine geçerek doku, renk ve formların bir araya geldiği kreatif tuval etkisiyle her türlü mekanı mimari bir sanat eserine dönüştürür.
Sürekli inovasyon, teknolojik araştırmalar, uluslararası perspektif ve hem sosyal hem de çevresel sorumluluk Anatolia’nın süregelen mükemmellik arayışında hiçbir zaman vazgeçmediği temel değerlerdir. Türkiye'nin görkemli İzmir Körfezinde bulunan ve sinterlenmiş taş plakaların imalatı için tasarlanan yeni Anatolia fabrikasının yapımı halihazırda devam ediyor, üretim ise başlamış durumda. Ayrıca tesis, son teknoloji üretim tesisi ve lojistik merkezi ile büyük bir inovasyon merkezi olarak şirketin araştırma ve geliştirme departmanı, showroom ve ofislerine ev sahipliği yapacaktır.
Anatolia’nın sinterlenmiş taş plaka üretimine yönelik gelişmiş üretim ekipmanlarıyla donatılmış toplam on hattan oluşması planlanan bir üretim tesisi bulunuyor. Tesis, tasarımcıların yeni ürünleri hayata geçirmek için malzeme ve çeşitli yöntemleri deneyebilecekleri bir alan olarak tasarlandı. Sezgisel ve verimli bina düzeni, masif taş bloklar ve uzun, cam kaplı boşluklarla vurgulanarak odaklanma ve istikrarı destekliyor. Son olarak, bitişikteki merkezi depolama alanı hem ham maddelerin hem de bitmiş ürünlerin verimli ve izlenebilir bir şekilde toplanmasını sağlar. 210.653 metrekarelik etkileyici bir alana sahip olan tesis dünyanın en büyük ve teknolojik açıdan en gelişmiş tesislerinden biridir.
Micacchi Architecture, Anatolia’nın Türkiye’deki yeni üretim tesisini tasarlayan Kanadalı avangart bir stüdyodur. Türkiye’deki tesisinin büyük duvarları içinde kaliteye verilen değer öne çıkar. Micacchi Architecture şirketinin her zaman peşinde olduğu mükemmeliyet hissi zorlu hizalama çalışmalarından dikkatli malzeme seçimine kadar her köşede kendini göstermektedir. Anatolia’nın araştırma ve geliştirme çalışmalarında temel teşkil eden bu tesis üstün işçilik ve yeniliğe verdiği önemle dikkat çekiyor. Etkileyici bir deneyim sunma vizyonuyla yola çıkan bu stüdyo yaptığı titiz tasarımlarla her alanı çevresiyle uyumlu hale getirmeyi başardı.
Anatolia’nın üretim tesisi, deposu ve operasyonel altyapısı son teknolojiyi uyumlu bir şekilde entegre edecek şekilde dikkatle planlandı ve çevresel ayak izimizi en aza indirmek, operasyonel verimliliği iyileştirmek ve her şeyden önemlisi küresel tasarım topluluğu için sektör lideri ürünler üretmek için özenle kullanılıyor.
LEED kuralları doğrultusunda tasarlanan tesisimizde güneş panelleri, gelişmiş su arıtma sistemleri, enerji tasarruflu fırın ve presler ile yenilikçi bir yağmur suyu toplama ürünü bulunmaktadır.
Yakınlaştırmak için dokunun ve basılı tutunYakınlaştırmak için tıklayın
